Saturday, March 31, 2007

Zor Yıllar

Dudağımda yarım kalan söylenmemiş son sözümdün
Baki olsa da ayrılık
Aşk her daim ölümsüzdür..
Hatırla Sevgili, o eski günleri
Çocuklar gibi
Efkar mektubudur aşkın sözsüz okunur
Yalan dünya dört mevsimde bir bahar olur.
Varsın eller gönül yarası kapanır sansın
Kabuğun altında sevgili
Sen kanayansın
Ömrümüzün son demidir
Dönülmeyen o gitmeler
Hatırla Sevgili, o eski günleri
Çocuklar gibi
Kuşatıldık zor yıllarda
Yarım kaldı hep o öyküler


söz : erdal güney Mustafa Nuhut
Müzik Erdal Güney
Solist: Eylem Aktaş

Friday, March 30, 2007

Hatırla Sevgili'de bu hafta...

Bölüm 18 / Yeni Bölüm
30 Mart Cuma 22:00'de

özlenen görüntüler bu bölümde yaşanacak mı?

Uzun zamandır beklenen yüzleşme gerçekleşiyor...

Yasemin, annesiyle hayatının en büyük kavgasını yapar. Ahmet’in mektubunu kendisine neden iletmemiştir? Aynı kavganın bir benzeri Ahmet ile kendi annesi arasında geçer. Selma, Yasemin’in hastaneye geldiğini neden haber vermemiştir. İki aşık ayrı düşmelerine bir kere daha kahrolurlar. Rıza’nın hastalığı gittikçe ağırlaşır. Keriman onu ziyarete gelir ancak görüşemez. Gençler gittikçe ısınan siyasi ortamda saflarını belirlemişlerdir. Nezahat ustabaşı olduğu triko örme fabrikasında işçilerin greve gitme ısrarını yatıştırmaya çalışıyordur. Ahmet, Büyükada’daki eve gider. Yasemin’i çağırır. Ona, Rüya’yı alıp kendisiyle birlikte Kıbrıscık’a gelmesini teklif eder. Necdet, Yasemin’in gitmesinden korkuyordur. Yasemin tercihini kimden yana kullanacaktır?

Saturday, March 24, 2007

Başlarken...


Yerli-yabancı diziler günümüzün yükselen değeri. Her geçen gün yeni bir diziyle karşılaşıyoruz neredeyse. Birinde karşılaştığımız bir oyuncuya, kısa bir süre sonra başka bir dizide rastlıyoruz. Sonra fark ediyoruz ki dizi tutmadığı için yayından kaldırılmış, o arada başka bir dizi başlamış.

Bu sirkülasyon içerisinde birbirini tekrar eden diziler yayınlanıyor mu? Evet. Bunların içerisinde yozlaşmış konular yok mu? Var. Bu dizilerin ratingleri zirveyi zorluyor mu? Evet. Peki bu durum bize yerli dizilerin hepsini aynı kefeye koyup, küçümsememizi haklı gösterir mi? Hayır. Çünkü atılım yapan her sektör bocalama dönemi için kendisine süre tanınmasını hak eder. Son soru: Peki bu sektörde bizi şaşırtan, kaliteli özgün bir yapım hiç mi yok? Var.

Yakın tarihini sorgulamaktan hatta hatırlamaktan çekinen bir toplumda, sinema tarihinde bile hakkıyla yer verilmemiş siyasi eğilimleri, parti ve liderleri, zikretmekten ve resmetmekten çekinmeden hayatın içine sokan; ezberimizi bozan, öyküsü ruhunuza işleyen bir yapım... atv ekranlarında yayınlanan ve etkisi her geçen gün daha fazla yayılan bir yapım: “Hatırla Sevgili”.

Tarihi yargılamıyor, bizi sorgulamaya itiyor. Sadece siyasi olayları anlatmıyor; ancak siyasi olayların yaşamımızdaki etkisini de atlamıyor... En önemlisi olaylar ne kadar büyük olursa olsun, konular ne kadar ciddi ya da konumlar ne kadar önemli... İktidar da olsa muhalefet de, sanatçı da olsa, öğrenci de... Eninde sonunda herkesin öncelikle “insan” olduğunu gözler önüne seriyor; zaafları, öncelikleri, düşüşleri, düşleri ile...

Olaylar kişilerin önüne geçmiyor, ama es de geçilmiyor. Sadece her fırsatta kişilerin önlerine çıkıyor, kimisine engel, kimisine fırsat oluyor. Tıpkı yaşamdaki gibi...

Bu kadar yaşamdan ama bir o kadar da büyülü bir anlatımla sunulan, seyrederken yüreğinize dokunan bir şey daha var bu yapımda. Varlığına inandırılan aşk...

Hani bir ara TRT’de bir program vardı. “Gönül telinizi titretenler.” Programa emeği geçenler kusura bakmasın lütfen. (Belki ilgi alanıma girmediğinden belki o zamanlar yaşım çok küçük olduğundan : ) ) Programa dair bir tek ismi kalmış aklımda. Bir şey ifade etmeyen salt bir isim. İşte o isim bu yapımla anlama büründü bende. Belki de en iyi öyle ifade edebilirim bu dizinin üzerinizde yaratacağı muhtemel etkiyi... Gönül telinizi titretecek bir yapım...

Yönetmen, yapımcı, sanat ekibi, danışman ekip, kostümcü, prodüksiyon ekibi, set çalışanları, sponsorlar, sponsor sorumluları, o muhteşem müziklerin sahipleri ve ses verenleri, yüksek çalışma tempolarına rağmen performansı hiç düşmeyen oyuncular ve Tomris Giritlioğlu...

Emeğinize sağlık...